Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hasan ÇELİK
Hasan ÇELİK

Dünyanın Gözü New York’taki Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulunda 

Önümüzdeki hafta New York, yalnızca gökdelenleriyle değil, aynı zamanda dünya siyasetine ev sahipliği yapan bir sahneye dönüşecek. Doğu Nehri kıyısındaki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi, 80. Genel Kurul oturumuyla 200’den fazla ülkenin temsilcilerini ağırlayacak.

“Dünyanın dikkatle izlediği bu oturumları beş yıl boyunca localardan çok yakından takip etme fırsatım oldu. Ancak bu yıl 80. Genel Kurul görüşmelerinde yer almayacağım. Yine de güvenilir haber kaynaklarımla birlikte gelişmeleri anbean takip ederek siz değerli okuyucularımla paylaşmaya devam edeceğim.”

Her yıl olduğu gibi, şehir olağanüstü bir güvenlik planı ile adeta kilitlenecek. NYPD’nin yolları kapatması, helikopterlerin gökyüzünü taraması ve diplomatların zırhlı araçlarla konvoylar halinde Manhattan’a girişi… Tüm bunlar New Yorklular için sıkıntı, ama aynı zamanda diplomasi tiyatrosunun da kaçınılmaz bir sahne arkasını oluşturuyor.

Peki, bu yılki zirveyi farklı kılan ne?

Her şeyden önce, bu sadece rutin bir buluşma değil. Birleşmiş Milletler’in 80. kuruluş yıl dönümü 193 ülke temsilcisini, altın varaklı kürsüde dünya meselelerini sıralayacak. Savaş, iklim değişikliği, yapay zekâ, toplumsal cinsiyet eşitsizliği… Liste uzayıp gidiyor. Ancak bütün bu başlıkların ardında esas mesele, uluslararası düzenin geleceğinin yeniden tartışılacak olması.

Genel tartışmalar 23 Eylül’de başlayacak. Gelenek bozulmayacak: İlk konuşmayı Brezilya yapacak, ardından ev sahibi ABD sahneye çıkacak. Bu yıl ayrıca Almanya eski Dışişleri Bakanı ve yeni Genel Kurul Başkanı Annalena Baerbock’un yöneteceği oturumlarda “Birlikte Daha İyi: Barış, Kalkınma ve İnsan Hakları için 80 Yıl ve Daha Fazlası” teması öne çıkacak.

Ama bütün bu diplomatik cümlelerin gölgesinde asıl gözler Filistin meselesinde olacak. Gazze’de iki yıldır süren kanlı savaşın ardından “iki devletli çözüm” yeniden masada. BM Genel Sekreteri temmuz ayında bu çözümün “her zamankinden daha ileri” olduğunu söyledi. Ancak sahadaki gerçekler çok daha sert: 65 binden fazla can kaybı, çökmüş bir şehir, hâlâ rehin tutulan siviller… Tüm bu tabloya rağmen New York’ta, 22 Eylül’de düzenlenecek uluslararası konferans umut tazeleme iddiasıyla toplanacak.

Elbette İsrail ve ABD bu süreçteki bazı toplantılara mesafeli durmayı tercih ediyor. Ama diplomasi böyledir: Masaya oturmak istemeyenler de, en sonunda masadaki kararların etkisi altında kalır.

Birleşmiş Milletler’in 80. yılı, aslında şu soruyu yüksek sesle sormamız için bir fırsat: Bu yapı, gerçekten insanlığın ortak vicdanını temsil ediyor mu, yoksa büyük güçlerin elinde işlevsiz bir vitrine mi dönüştü?

Manhattan’daki bu zirve, sadece dünya liderlerinin birbirine nutuk atmasından ibaret olmayabilir. Eğer ki samimiyetle değerlendirilirse, belki de küresel barış için yeni bir yolun başlangıcı olur. Ama her zamanki gibi, kürsüden yükselecek alkışlarla sokaktaki insanların acıları arasındaki mesafe kapanmazsa, UNGA80 de tarihe sadece “bir başka toplantı” olarak geçer.

Asıl mesele şu: BM 80. yaşını doldururken insanlığın umutlarını mu temsil ediyor, yoksa büyük güçlerin vitrinini mi? Gazze’de 65 binden fazla insan hayatını kaybetti. Ukrayna savaşı hâlâ sürüyor. Afrika’da açlık, göçmen krizleri, iklim felaketleri… Liste uzayıp gidiyor. Peki BM bu tablo karşısında ne yaptı? Bildiriler yayınladı, kınama kararları aldı, ama sahada hiçbir şeyi değiştiremedi. Çünkü beş ülkenin veto sopası, adaleti her defasında susturdu.

Tam da bu noktada Türkiye’nin yıllardır dillendirdiği o cümle daha gür yankılanıyor: “Dünya Beşten Büyüktür.” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dile getirdiği bu ifade, aslında milyonlarca insanın sesi. Bu sadece Ankara’nın değil; Gazze’de, Bosna’da, Yemen’de, Afrika’nın unutulmuş köylerinde yaşayan mazlumların ortak feryadı.

Türkiye, BM kürsülerinde reform çağrısını en yüksek sesle dile getiren ülkelerden biri. “Daha adil bir dünya mümkün” derken, sadece kendi çıkarını değil; insanlığın ortak geleceğini savunuyor. Bu söylem, artık uluslararası arenada da yankı buluyor. Latin Amerika’dan Asya’ya, Afrika’dan Avrupa’ya kadar birçok lider BM’nin mevcut yapısının tıkandığını kabul ediyor.

Diaspora için de bu tablo öğretici. Bizler New York sokaklarında konvoy sesleriyle kilitlenen şehirde yaşarken şunu net görüyoruz: Eğer adalet arayışımızı sadece büyük güçlerin insafına bırakırsak, sonuç hep hüsran olur. O yüzden Türkiye’nin “Dünya Beşten Büyüktür” çıkışı, diasporadaki bizler için de bir sahiplenme çağrısıdır.

Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu, 80 yıllık bir muhasebe anı. Eğer bu yapı, gerçekten insanlığın ortak vicdanını temsil edecekse, reform kaçınılmaz. Yok eğer büyük güçlerin vitrini olmaya devam edecekse, tarihe sadece diplomasi şovu olarak geçecek.

Ama bugün artık şu kesin: Dünya beşten büyüktür ve bu hakikat, her geçen gün daha çok insanın vicdanında karşılık buluyor.

New York Polisi Yoğun Güvenlik Önlemleri Aldı

Önümüzdeki hafta başlayacak Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu öncesinde New York polisi (NYPD) şehir genelinde kapsamlı güvenlik önlemleri aldı.

Manhattan’daki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi ve çevresinde trafik kısıtlamaları uygulanırken, birçok cadde araç trafiğine kapatıldı. NYPD’ye bağlı özel ekipler, diplomatik heyetlerin güvenliği için ek devriyelerle görev yapacak.

Yetkililer, gökyüzünde helikopterlerin devriye uçuşları yapacağını, kritik bölgelerde ise beton bariyerler ve kontrol noktalarının kurulacağını açıkladı. Ayrıca New Yorklular, şehir merkezinde hafta boyunca ciddi trafik yoğunluğu ve gecikmeler konusunda uyarıldı.

193 ülkenin temsilcilerinin katılacağı Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu süresince, NYPD’nin FBI ve Gizli Servis ile koordineli çalışacağı bildirildi.

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER