Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Zohran Mamdani, Kazandı: New York’un siyasi tarihinde yeni bir sayfa açıldı,

Demokrat Parti’yi temsil eden Zohran Mamdani, seçimlerden zafer kazanarak New York’un 111. Belediye Başkanı oldu.

Demokrat Parti’yi temsil eden Zohran Mamdani, seçimlerden zafer kazanarak New

Hasan Çelik

Hasan Çelik`in Zohran Mamdani yazısı…

Demokrat Parti’yi temsil eden Zohran Mamdani, seçimlerden zafer kazanarak New York’un 111. Belediye Başkanı oldu.

Sevgili gönül dostlarım,

Otuz yıldır Amerika Birleşik Devletleri gibi bir ülkede gazetecilik yapan biri olarak, demokrasi adı altında koca bir ulusun nasıl algılarla yönetildiğine, nasıl kandırıldığına defalarca tanıklık ettim. Bu konudaki gözlemlerimi ise, daha önceki yazılarımın satır aralarında sık sık dile getirmiştim.

Medyanın yönlendirdiği, sermayenin finanse ettiği, halkın ise edilgen bir izleyiciye dönüştürüldüğü bu düzen artık çatırdıyor.

Bugün ilk kez bu ülke kendi gerçekleriyle yüzleşttiğine şahitlik ediyorum.

Yıllardır siyaseti perde arkasından yönlendiren Yahudi lobisi çöktü, ABD siyasetini ayakta tutan algı imparatorluğu dağıldı, ve en önemlisi, uyuyan Amerikalı uyandı.

Artık değişim başladı. Nerden mi? Ülkenin kalbinden, New York’tan.

Amerika Birleşik Devletleri uzun yıllardır “özgürlük”, “fırsat eşitliği” ve “demokrasi” gibi parıltılı kavramların arkasına saklanarak kendi iç çelişkilerini gizlemeyi başardı.

Medya eliyle parlatılan bu imaj, hem dünyada hem de kendi halkı nezdinde başarılı bir illüzyon olarak ayakta tutuldu.

Ancak bazen, tarihin akışını tek bir insan değiştirir.

Tıpkı New York’un 2025 seçimlerinde olduğu gibi…

Zohran Mamdani: Ezberleri Bozan Bir İsim

Zohran Mamdani, 34 yaşında, Hindistan kökenli bir Müslüman.

Queens’te büyümüş, siyaset bilimi yerine hayatın kendisinden ders almış bir genç. Ve şimdi, yaklaşık 9 milyonluk New York gibi dev bir metropolün belediye başkanı.

Bu sadece bir seçim sonucu değil; algıyla yönetilen Amerikan düzenine vurulmuş en sert tokatlardan biri. Mamdani’nin yükselişi, Demokrat Parti içindeki “genç ve ilerici dalganın” bir yansıması gibi görünse de, özünde bundan çok daha derin bir kırılmayı temsil ediyor. Çünkü Mamdani, ABD’nin alışık olmadığı bir siyaset diliyle geldi: Gerçekleri saklamadı, vitrin siyaseti yapmadı, slogan değil çözüm üretti.

New York’u Sarsan Değişim: Zohran Mamdani ve Amerika’nın Çatırdayan Algı İmparatorluğu ve Çöküşü

Amerika’da siyaset uzun zamandır “algı mühendisliği” üzerine kurulu.

Bir adaya fon sağlamak, medyada parlatmak, PR şirketleriyle “kahraman hikâyesi” yazmak… Sistem bu şekilde işliyor.

Gerçeği değil, hikâyeyi satıyor.

Ama Zohran Mamdani bu ezberi bozdu. Çünkü onun hikâyesi başkaları tarafından parlatılmadı — o hikâyeyi kendi yazdı. Ne Wall Street’ten destek aldı, ne büyük medya gruplarından.

Ne Washington’un bürokratik çevrelerine boyun eğdi, ne de partinin “temkinli aklına” kulak verdi. New York’un ünlü Times Square’in pırıltılı ışıklarının arka sokaklarındaki açlık ve sefaletle kimse yüzleşmedi.

Bir genç, milyonlarca emekçinin yaşadığı bir şehirde, adalet, barınma hakkı ve eşit gelir talebiyle seçim kazandı. Üstelik bunu yaparken “Amerikan Rüyası”nı değil, Amerikan Gerçeği’ni konuştu.

Amerikan Gerçeği: Paranın Gölgesinde Demokrasi

ABD’de siyaseti belirleyen asıl güç, ne ideoloji ne de halk iradesidir — sermayedir.

Seçim kampanyaları milyar dolarlarla döner, televizyonlar reklamlarla dolar, halkın sesi ise gürültü arasında kaybolur.

Mamdani bu düzenin tam karşısında durdu. Kampanyasını küçük bağışlarla, gönüllülerle, sokak sokak gezerek yürüttü. New York’un lüks gökdelenlerinin değil, Bronx’un yorgun apartmanlarının ışıkları altında büyüyen çocukların dilini konuştu.

Ve kazandı.

Çünkü halk, ilk kez birinin kendilerini gerçekten duyduğuna inandı.

Trump`la Zor Bir Siyaset Dönemi

Asıl soru şu:

Zohran Mamdani gerçekten New York’u yönetebilecek mi,

yoksa sistem onu “kontrollü biçimde” kuşatacak mı?

Donald Trump’ın Beyaz Saray’a geri dönüş sürecinde, eyalet yönetimlerinde “bağımsız düşünen” isimlere ne kadar alan tanıyacağı merak konusu.

Trump’ın politik tarzı, itaat edenle çalışan, eleştirenle savaşan bir çizgi izliyor. Bu nedenle Mamdani’nin reformcu adımlarına federal düzeyde “engel mekanizmaları” kurulması ihtimali oldukça yüksek.

Tarih gösteriyor ki, ABD’de halkın lehine değişim isteyen herkes önce medya tarafından itibarsızlaştırılır, ardından sistemin çarklarıyla öğütülür.

Bugün Mamdani’ye “sosyalist”, “tehlikeli”, “radikal” gibi etiketler yapıştırılmaya başlanması tesadüf değildir. Sistemin en büyük refleksi, gerçeği dile getireni marjinalleştirmektir.

Bir Müslüman Genç ve 9 Milyonluk Şehir

Asıl düşünülmesi gereken, 34 yaşında bir Müslüman gencin dünyanın finans merkezi New York’u yönetme yetkisini nasıl alabildiğidir.

Bu yalnızca bir siyasi başarı değil; aynı zamanda Amerikan toplumundaki kültürel ve sınıfsal değişimin bir göstergesidir.

New York uzun yıllar “elitlerin şehri” olarak anıldı. Ancak son on yılda göçmenlerin, düşük gelirli Amerikalıların, gençlerin ve azınlıkların oluşturduğu yeni bir sosyolojik güç doğdu. Bu güç artık yalnızca ekonomik değil, politik bir ses haline geldi.

Zohran Mamdani’nin başarısı, işte bu taban hareketinin sandığa yansımasıdır.

O artık sadece bir belediye başkanı değil;

“Başka bir Amerika mümkün” diyenlerin sembolüdür.

Medya ve Manipülasyonun Son Perdesi

Amerikan medyası son yıllarda tarafsızlık maskesini tamamen düşürdü.

Bir yanda Trump yanlısı medya blokları, diğer yanda Demokrat Parti’nin propaganda aygıtına dönüşen dev haber ağları.

Ancak Mamdani’nin çıkışıyla birlikte, medya bu kez “hangi tarafın kazandığını” değil,

“hangi sistemin kaybettiğini” tartışmak zorunda kaldı.

Çünkü New York halkı, medyanın değil, sokakların sesine kulak verdi.

Amerika’nın Yeni Eşiği

Bugün Amerika bir dönüm noktasında.

Bir yanda statükoyu savunan, “sistemin devamı” için çalışan eski düzen temsilcileri; diğer yanda değişimi talep eden genç kuşak.

Zohran Mamdani’nin seçilmesi bu kırılmanın ilk büyük yansımasıdır.

Ancak bu hikâyenin nasıl devam edeceğini belirleyecek olan yalnızca onun cesareti değil, halkın da bu değişimi sahiplenip sahiplenmeyeceğidir.

Eğer sistem onu yutmaya kalkarsa, Amerika bir kez daha kendi çelişkisine yenilecek.

Ama eğer Mamdani ayakta kalırsa,

belki de dünya tarihine “Amerikan Rüyası’nın sonu, Amerikan Gerçeği’nin başlangıcı” olarak geçecek bir dönemin tanığı olacağız.

New York’un Yeni Sayfası: Zohran Mamdani Dönemi Başlıyor

New York’un siyasi tarihinde yeni bir sayfa açıldı.

Demokrat Parti’nin ilerici kanadını temsil eden Zohran Mamdani, yapılan seçimlerde zafer kazanarak New York’un 111. Belediye Başkanı oldu.

Bu sonuç yalnızca bir belediye değişimi değil, aynı zamanda şehir kimliğinde bir paradigma dönüşümünü simgeliyor.

Göçmen bir ailenin çocuğu olarak siyasete giren Mamdani, Queens’ten Bronx’a kadar uzanan geniş taban desteğiyle “sıradan insanların sesi” olma iddiasını gerçeğe dönüştürdü.

Ekonomik eşitsizlik, konut krizi, polis reformu ve Filistin meselesine dair açık tutumu, onu Demokrat Parti içinde bambaşka bir konuma taşıdı.

New York’un 110. Belediye Başkanı Eric Adams, 1 Ocak 2022’de göreve başlamış, şehri eski bir polis memuru refleksiyle yönetmişti.

Adams döneminde güvenlik önlemleri artsa da, ekonomik adaletsizlik, kira yükü ve barınma sorunu büyümeye devam etti.

Bu tablo, özellikle genç seçmenlerde ve düşük gelirli mahallelerde ciddi bir tepki doğurdu.

Şimdi ise bu memnuniyetsizliğin üzerine gelen Mamdani dalgası, şehir siyasetinde yeni bir sol nefes estiriyor.

Henüz yemin etmeden önce bile yaptığı açıklamalarda Mamdani, New York’u “zenginlerin değil, çalışan halkın şehri” haline getirmekten bahsediyor.

Bu sözler kulağa idealist gelebilir;

ancak şehrin ruhunu yeniden canlandırmak için böyle bir idealizme uzun zamandır ihtiyaç vardı.

New York Belediye Başkanlığı sadece şehrin değil, Amerikan siyasetinin laboratuvarıdır.

Bir belediye başkanı burada yalnızca çöp toplamaktan ya da metro işletmekten değil, aynı zamanda toplumsal adaletin yönünü belirlemekten sorumludur.

Zohran Mamdani’nin önünde zorlu bir görev var.

Kendisine oy verenler umutla bekliyor;

karşısındaki kurumlar, lobiler ve çıkar çevreleri ise temkinli bir sessizliğe bürünmüş durumda.

Ama herkesin bildiği bir gerçek var:

New York artık eskisi gibi yönetilmeyecek.

Mamdani dönemi, yalnızca bir lider değişimi değil; bir kuşak değişimi, bir vicdan uyanışı olarak tarihe geçebilir.

ABD Başkanı Donald Trump, Birleşmiş Milletler kürsüsünden İngiltere’deki Müslüman belediye başkanlarını eleştirirken, Müslüman New York Belediye Başkanı Zohran Mamdani ile nasıl bir diyalog içinde olacağı ise büyük bir merak konusu.

New York City’nin nüfusu 2024 tahmini itibarıyla yaklaşık 9 milyon civarındadır. Ancak metropoliten alanlar dahil edildiğinde, New York City: 9 million, New York Eyaleti: 20 milyon, New York Metropolitan Alanı ile 24 milyonu aşarak çok daha büyük bir tablo ortaya koyuyor. Mamdani’yi önümüzdeki dönemde zorlu günler bekliyor.

Trump’ın gölgesi altında yürütülen eski siyaset dili New York’ta tutmadı; şehir değişimden yana oy verdi

Andrew Cuomo’nun yeniden sahneye dönme hamlesi, eski düzenin bir tür “son direnişi” gibiydi. Eski vali, kampanyasının son haftalarında açıkça Donald Trump’tan destek alarak “sağdan oy devşirme” stratejisine yöneldi. Ancak bu riskli adım geri tepti.

Trump’ın Cuomo’ya verdiği destek işe yaramadı.

Aksine, New York seçmeni bu ittifakı geçmişin gölgesi olarak gördü ve şehir kimliğine uymayan bu birlikteliği sandıkta cezalandırdı.

Trump etkisinin sınırlarını gösteren bu seçim, belki de Washington’a kadar uzanacak yeni bir siyasi akımın başlangıcı olacak.

New York artık sadece bir şehir değil, bir simge.

Zohran Mamdani’nin seçilmesi, bir kişinin değil, bir çağın değiştiğini ilan ediyor.

Ve bu değişim, Washington’dan değil — Queens’in arka sokaklarından başladı.