Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İbrahim KURTULUŞ
İbrahim KURTULUŞ

New York Başkonsolosluğu Hakkında: Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’a Mektup

Musa Çetin’in cenaze törenine katılmaması Türk Amerikan toplumunda bir kez daha büyük acıya neden olan Başkonsolos Ahmet Yazal’ın devam eden tutumundan dolayı derin endişe ve hayal kırıklığıyla bir kez daha yazıyorum. Toplumumuzun Cumartesi gecesinden beri yas tuttuğu bir anda, onun varlığı ve dayanışması bekleniyordu ve çok ihtiyaç duyuluyordu. Ancak Sayın Yazal ortalıkta yoktu.

Öğrendiğim şey daha da rahatsız edici: Cenazeye katılmamakla kalmadı, aynı zamanda New Jersey belediye başkanıyla planlanan bir toplantıyı üçüncü veya dördüncü kez iptal ettiği de söyleniyor. Daha da üzücü olanı, bana iletilen Bay Yazal’ın yas döneminde toplumun yanında durmak yerine futbol maçı izlemeyi tercih ettiği bilgisi. Eğer bu doğruysa, bu son derece utanç verici ve Ankara’nın toplumumuza karşı böylesine bir saygısızlığın nasıl sonuçsuz kalmasına izin verebildiği sorusunu gündeme getiriyor.

Ne yazık ki bu münferit bir olay değil, rahatsız edici bir örüntünün parçası. Bay Yazal, sürekli olarak iletişim eksikliği sergiliyor, telefonlara veya e-postalara cevap vermiyor. Bu ün sadece Türk-Amerikan toplumuyla sınırlı değil; NYPD yetkilileri ve New York’taki diğer diplomatlar, böylesine önemli bir görevin, ilişki kurmada bu kadar duyarsız ve etkisiz birine emanet edilebileceğine şahsen inanamadıklarını ifade ettiler.

Cenaze törenindeki bir kişi, Bay Yazal’ın cenaze töreninden “habersiz” olduğunu iddia ettiğini benimle paylaştı; bu kabul edilemez bir iddia. Musa Çetin’in ölümü sadece New York Times’da değil, aynı zamanda tüm Türk-Amerikan medya kuruluşlarında da yer aldı ve cenaze töreninin saati ve yeri, kolluk kuvvetleri de dahil olmak üzere geniş çapta paylaşıldı. Başkonsolos’un böylesine önemli bir olaydan habersiz olduğunu iddia etmesi, sorumluluktan kaçmaktan başka bir şey değil.

Bay Yazal’ın, New York Üç Eyalet bölgesindeki Türk-Amerikan toplumuna hizmet etmek amacıyla finanse edilen, aylık 12.000 dolar maaşlı bir ofiste çalışmasına rağmen, rolünün en temel beklentilerini bile defalarca yerine getirememesi son derece üzücü. Konumu, toplumumuzun varlığı, katkıları ve ihtiyaçları sayesinde var oluyor; bu gerçeğe ne saygı duyuyor ne de anlıyor gibi görünüyor.

Şu soru sorulmalıdır: Ankara, Türkiye Cumhuriyeti’nin onurunu ve temsilini temsil etmesi gereken böylesine önemli bir görevin, eylemleri böylesine sorumsuz ve ilgisiz bir tavrı yansıtan birine emanet edilmesine nasıl izin verebilir?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sık sık vurguladığı gibi, yurt dışında temsiliyet törensel bir görev değil, millete ve vatandaşlarına hizmet etmek için kutsal bir görevdir. Sayın Yazal’da ise maalesef tam tersini görüyoruz.
Üzülerek ama aynı zamanda bu konunun ciddiye alınması umuduyla,

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER