35 yılı aşkın süredir, bizi temsil etmek üzere atanan ve sadece kapalı kapılar ardında oturmakla kalmayıp, kapıları ardına kadar açan nadir ve güzel bireylere tanık olduk. Paterson’daki Türk kahvehanelerinde sandalyelerini çektiler, mahalle çay evlerinde yaşlılarla çay içtiler ve yerel halkla omuz omuza Türk futbol maçlarını izlerken baklava tabaklarının başında toplandılar. Bunlar uzak bürokratlar değildi. Oradaydılar. Görünürdüler. Dinliyorlardı. Anlıyorlardı.
Ama şimdi bir şeyler değişti.
Evet, ama başka hiçbir anlamda eksik olmayan mevcut kişi henüz sokaklarda yürümedi, el sıkışmadı veya bir ofisin duvarlarının ötesinde sohbet etmedi. Cep telefonlarının neredeyse avuçlarımıza yapışık olduğu bir dünyada, bir kişinin ne kadar sessiz olabileceği dikkat çekici. Cevaplanan mesaj yok. Sayısız davete cevap yok. Açık kapı yok, açık dijital varlık yok. Hizmet etmeleri gereken topluluğa tek bir tebrik veya teşekkür mesajı bile verilmiyor.
Liderlik: Gerçek ve anlamlı liderlik, seyirci sporu değildir. İklimlendirmeli bir ofiste rahatça otururken ayda 12.000 dolarlık bir maaş almakla ilgili değildir. Ortaya çıkmak, insanların isimlerini, yüzlerini ve endişelerini bilmekle ilgilidir. Basın bültenleriyle değil, gerçek, insani etkileşimlerle güven oluşturmakla ilgilidir.
Yıllar içinde, bizden önce gelenler bunu çok iyi biliyordu. Sadece unvan sahipleri değil, aynı zamanda birleştiricilerdi. Karalama kampanyalarına ve ulusal çıkarlara yönelik meydan okumalara karşı koymak için tabandan gelen seslerin bilgeliğine yaslanarak küçük beyin fırtınası grupları oluşturdular. Topluluğun sonradan akla gelen bir şey değil, bir güç kaynağı olduğunu anladılar. Ve karşılığında, topluluk da karşılıklı saygı ve gerçek bir etkileşim olduğu için onların yanında durdu.
Şu anda tanık olduğumuz şey sadece yokluk değil. Amaçtan vazgeçmek.
Algının algoritmalar tarafından şekillendirildiği ve itibarların koordineli kampanyalarla hedef alındığı bir zamanda, sessizlik tarafsızlık değil, teslimiyettir. Sahadaki insanlar, bir kartvizitteki unvandan veya bir kapıdaki isimden daha fazlasını hak ediyor. Hayatın günlük gerçekliğinde onları dinleyen, yanıt veren ve onlara katılan birini hak ediyorlar; bundan kaçınan birini değil.
Bu rolde etkili olmak için, böyle bir rolde olmak, mevcudiyet gerektirir. Konuşmada mevcudiyet. Kutlamada mevcudiyet. Meydan okumada mevcudiyet. Mucizeler istemiyoruz. Kabul görmeyi istiyoruz. Basit bir el sıkışma. Cevaplanan bir çağrı. Kilitli bir ofisin köşesinde değil, masada bir koltuk.
Bu pozisyonun neyi temsil etmesi gerektiğini hatırlamanın zamanı geldi. Ve daha da önemlisi, kime hizmet etmesi gerektiğini.
YORUMLAR