Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İbrahim KURTULUŞ

Büyük Bir Eksiklik: Aynur Erim’in Cenazesinde Diplomatik Temsil Sorunu

Geçtiğimiz gün, Türk-Amerikan toplumu için son derece önemli bir isme, “Türk-Amerikan Topluluğunun Annesi” olarak anılan Bayan Aynur Erim’e son görevimizi yerine getirmek için bir araya geldik. Ancak bu hüzünlü veda sırasında hissettiğimiz bir eksiklik, acımızı daha da derinleştirdi: New York Türk Başkonsolosluğu’ndan hiçbir temsilcinin törende bulunmaması.

Bayan Aynur Erim, sadece Dr. Ata Erim’in sadık eşi değil; aynı zamanda, elli yılı aşkın süredir Türk-Amerikan topluluğunun birliğini, temsiliyetini ve haklarını korumaya adanmış bir hayatın da yarısıydı. Çocukluğumdan bu yana, Dr. Erim’in toplumumuz için verdiği emeklere bizzat tanıklık ettim. Geçit törenleri, eğitim faaliyetleri, siyasal savunuculuk… Hepsinin merkezinde Erim ailesi vardı. Bugün, 94 yaşındaki Dr. Ata Erim hâlâ inançla toplumumuzun yanında durmaya devam ediyor.

İşte böylesine özel bir veda gününde, Türk diplomatik misyonumuzun yokluğu sadece şaşkınlık değil, aynı zamanda derin bir hayal kırıklığı yarattı. Başkonsolosluk bünyesinde birden fazla Konsolos ve diplomat bulunmasına rağmen, ne yazık ki o gün resmi bir temsilci atanmadı.

Daha da üzücü olanı, Bayan Erim’in vefat haberini Cuma öğleden sonra bizzat New York Başkonsolosluğu’na bildirmeme rağmen, aradan günler geçmesine karşın Dr. Ata Erim’e ya da ailesine doğrudan bir taziye telefonu dahi açılmamış olmasıdır. Diyanet tarafından görevlendirilen imamın törende başsağlığı dilemesi elbette kıymetlidir, ancak bir din görevlisi, diplomatik bir temsilin yerini tutamaz. Erim ailesinin yarım asırlık katkıları doğrudan bir diplomatın katılımını fazlasıyla hak ediyordu.

Üstelik bu, son zamanlarda yaşanan ilk örnek de değil. Bu yılın başlarında, madalyalarla onurlandırılmış bir Türk Kore gazisinin vefatı sonrasında da, Başkonsolosluk cenazeye ilgi göstermemişti. O zaman da olaydan günler sonra üst makamlara bilgi ulaştırıldığı ortaya çıkmıştı.

Şimdi sormak istiyorum:

Bayan Erim’in cenazesine katılmak üzere neden bir Konsolos görevlendirilmedi?

Vefatın üzerinden üç gün geçmişken, neden hâlâ Dr. Erim’e doğrudan bir temas kurulmadı?

Bu sorular, sadece şahsi bir sitem değil, toplumumuzda artan bir güven bunalımının da işaretidir. Türk-Amerikan topluluğu, ülkemizin temsilcilerinden yalnızca resmi görevler beklemiyor; özellikle acı günlerde dayanışma ve destek bekliyor.

Sayın Büyükelçi, buradaki amacım suçlamak değil, toplumumuzun kalbinde açılan bu derin yaranın fark edilmesini sağlamak. Bizler, her zaman olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin gönülden destekçisiyiz. Ancak diplomatik temsilcilerimizin de, Türk-Amerikan toplumunun acılarını ve değerlerini gerektiği gibi sahiplenmesini bekliyoruz.

Bu olaydan çıkarılması gereken ciddi dersler olduğuna inanıyorum. Umuyorum ki bundan sonra, toplumumuzun emektar isimlerine ve onların mirasına gereken saygı, zamanında ve layıkıyla gösterilir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER