Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İbrahim KURTULUŞ

Newsweek’in Türkiye Analizi: Gerçeklerden Uzak, İdeolojilere Yakın

Newsweek’in “ABD Türkiye’ye Silah Satmamalı” başlıklı son makalesi, seçici ihmallerle dolu, stratejik çarpıtmalarla bezeli ve ciddi bir diplomatik nüans eksikliğiyle dikkat çeken, oldukça problemli bir metin olarak karşımıza çıkıyor. Ne yazık ki bu yazı, yapıcı eleştiri sunmak yerine, Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef alan ve onu gayrimeşru göstermeye yönelik daha geniş bir kampanyanın parçası gibi duruyor.

Öncelikle temel bir düzeltme yapmak gerekiyor: Ülkemizin uluslararası alanda kabul görmüş adı “Türkiye Cumhuriyeti”dir. Bu ismin göz ardı edilmesi, yalnızca diplomatik bir kabalık değil; aynı zamanda Türk halkının iradesine karşı saygısızlıktır. Küresel bir yayın organından beklenen asgari diplomatik hassasiyet dahi gözetilmemiştir.

Türkiye’nin NATO’daki yeri ve küresel güvenliğe katkısı tartışmaya kapalıdır. Afganistan’dan Balkanlar’a, Libya’dan Karadeniz’e kadar Türkiye, kolektif güvenliğin sağlanmasında üzerine düşenin çok daha fazlasını üstlenmiştir. IŞİD’e karşı sahada kara gücüyle mücadele eden tek NATO ülkesi Türkiye olmuştur. Aynı şekilde, NATO’nun güneydoğu kanadının istikrarı Türkiye’nin katkılarıyla sağlanmıştır.

Makale, Türkiye’nin Batı’dan uzaklaştığı iddiasını ortaya atarken gerçekleri yok sayıyor. Oysa NATO yetkilileri ve Avrupalı istihbarat servisleri, özellikle Hakan Fidan’ın MİT başkanlığı döneminde terörle mücadele, aşırılıkla başa çıkma ve göç yönetimi konularında Türkiye’nin katkılarını defalarca takdir etmiştir. Fidan, bugün Dışişleri Bakanı olarak, hem bölgesel istikrarı önceleyen hem de egemenlik haklarını gözeten dengeli bir dış politika yürütmektedir. NATO kaynaklarının onu “güvenilir bir muhatap” olarak tanımlaması boşuna değildir.

Newsweek’in göz ardı ettiği bir diğer önemli gerçek ise Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkilerinin sadece çıkar temelli olduğu gerçeğidir. Ukrayna savaşında Türkiye, Boğazları Rus savaş gemilerine kapatmış, Bayraktar SİHA’ları ile Ukrayna’ya askeri destek vermiş ve Karadeniz Tahıl Girişimi ile küresel bir gıda krizinin önlenmesinde kilit rol oynamıştır. Bunlar, Batı’dan kopmuş bir ülkenin değil, bağımsız dış politikasını ilkelerle yürüten bir devletin eylemleridir.

S-400 meselesine gelince: Türkiye, yıllar boyunca ABD’den Patriot savunma sistemlerini talep etmiş, her defasında ya oyalama ya da ret cevabı almıştır. Alternatiflerin tükendiği bir noktada, ulusal güvenliğini sağlamak adına başka seçeneklere yönelmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Sonrasında uygulanan CAATSA yaptırımları ise yalnızca cezalandırıcı değil, aynı zamanda çifte standardın bir örneğidir. Aynı sistemi kullanan Bulgaristan, Slovakya ya da Yunanistan gibi müttefikler benzer yaptırımlara maruz kalmazken, sadece Türkiye’nin hedef alınması, müttefiklik hukukuyla bağdaşmamaktadır.

Gregg Roman’ın Kongre’deki bir komitede yaptığı sunumda da belirtildiği üzere, terör örgütleriyle bağlantılı yapıların ABD’den doğrudan yardım alması, Türkiye’nin güvenlik kaygılarını haklı kılmaktadır. Bu gerçekleri göz ardı ederek yapılan analizler, yalnızca fikri değil, aynı zamanda gazetecilik etiğini de zedelemektedir. Hudson Enstitüsü’nden Michael Doran’ın da vurguladığı gibi: “Türkiye, ABD’nin Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore’den gelen meydan okumaya karşı koyma stratejisinde hayati önemdedir.” Türkiye’siz bir Avrasya stratejisi düşünülemez.

Newsweek’in söz konusu makalesi, analitik derinlikten ziyade ideolojik bir ön kabulün tezahürü gibi duruyor. Bu, sağlıklı bir eleştiriden çok, Türkiye’yi sistematik olarak şeytanlaştırmaya çalışan bir söylemin parçası. Türk halkı ve devleti, tekrar tekrar ideolojik önyargılar uğruna yanlış ve zararlı anlatılarla hedef gösteriliyor.

Gazetecilik, sorumluluk gerektirir. Görüş sayfaları, siyasi kampanyaların değil; bilinçli ve dengeli fikirlerin mecrası olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti, NATO’nun yükünü taşıyan bir müttefik, bağımsız bir demokrasi ve bölgesel istikrar için vazgeçilmez bir aktör olmaya devam edecektir. Ancak aynı zamanda kendi güvenliğini, toprak bütünlüğünü ve saygınlığını koruma hakkını da sonuna kadar savunacaktır.

Newsweek ve katkı sunan kalemleri, artık bu gerçeklerle yüzleşmeli ve sorumlulukla davranmalıdır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER