Kasım ayında New York’ta yapılacak belediye başkanlığı seçimleri, yalnızca bir yerel yarış olmaktan çok daha fazlasını ifade ediyor. Ortaya çıkan tablo, ülke genelinde bir model oluşturma potansiyeline sahip. Hatta bugünden bakıldığında, 2029 ABD başkanlık seçimlerinde benzeri bir adayın Beyaz Saray yolunu açabileceğini bile gösteriyor. New York’un nabzı, Amerika’nın yarınını işaret ediyor.
Eric Adams Çakıldı, Mamdani Açık Ara Önde
New York Belediye Başkanı Eric Adams, yaklaşan seçimler öncesinde siyasi kariyerinin en zor dönemini yaşıyor. Siena Research tarafından kayıtlı seçmenler arasında yapılan son anket, Adams’ın kamuoyu desteğinin dramatik şekilde düştüğünü ortaya koydu.
Ankete göre, bağımsız aday olarak yarışan Adams yalnızca %7 oy oranında kaldı. Görevdeki bir belediye başkanının bu denli düşük seviyelere gerilemesi, New York siyasetinde ender rastlanan bir tablo.
Bu tabloya karşılık, Demokrat Parti’nin genç ve enerjik adayı Zohran Mamdani %44 ile açık ara önde görünüyor. Queens’ten yükselen Mamdani, özellikle ekonomik kriz, konut sıkıntısı ve Filistin meselesindeki net tavrıyla geniş kesimlerden destek topluyor. Bağımsız aday olarak sahneye çıkan eski New York Valisi Andrew Cuomo %25 ile ikinci sırada. Cumhuriyetçi aday Curtis Sliwa %12’de kalırken, Adams %7 ile son sırada yer aldı. Öte yandan, çeşitli anket şirketlerinin kamuoyu araştırmalarına göre Eric Adams’ın oy oranı yüzde 10’un üzerine çıkamazken, Zohran Mamdani yüzde 44 ile 50 arasında gösteriliyor.
Görevdeki belediye başkanlarının genellikle avantajlı olduğu yerel seçimlerde Adams’ın bu dramatik düşüşü, kamuoyunda oluşan olumsuz algının bir sonucu olarak görülüyor. Geçtiğimiz yıl Adalet Bakanlığı tarafından açılan rüşvet, komplo ve seçim kampanyası finansmanındaki usulsüzlük soruşturması, her ne kadar davanın düşmesiyle sonuçlansa da seçmenlerin güveninde ciddi bir erozyona yol açtı. Hatta New York Valisi Kathy Hochul’un Adams’ı görevden almayı düşündüğü iddiaları, olayın ciddiyetini gözler önüne seriyor.
Mamdani’nin Yükselişi: Yeni Tip Bir Lider
Tam bu noktada sahneye Zohran Mamdani çıkıyor. Hint asıllı, göçmen bir aileden gelen Mamdani, Filistin meselesindeki net tavrıyla dikkat çekiyor. Yalnızca sol eğilimli mahallelerde değil, kent genelinde de hızla güç kazanıyor. Mamdani, Amerikan siyasetinde yeni bir çizginin habercisi: Sisteme meydan okuyan, sınıfsal eşitsizliğe karşı köklerini mücadeleden alan bir aday profili. Bu yaklaşım, özellikle genç seçmenlerde ve ekonomik krizden bunalan geniş kesimlerde yankı buluyor.
Adams’ın kampanyası ise dağınık ve etkisiz bir tablo sergiliyor. Kamu fonlarının kampanyaya eşleştirilmesini defalarca reddetmesi, finansal gücünü zayıflatıyor; güvenlik politikaları ve polisle ilişkiler üzerine kurduğu çizgi ise şehirdeki krizlere çözüm sunmak yerine tepkileri artırıyor.
New York’ta Güven Kaybı ve Adams’ın Çöküşü
New York Belediye Başkanı Eric Adams’ın siyaset sahnesindeki hızlı yükselişi, bugün yerini sert bir düşüşe bırakmış durumda. Son anketler, kamuoyunun Adams’a güveninin dramatik bir biçimde eridiğini ortaya koyuyor. Siena’nın araştırmasına göre Adams’ın oy oranı yalnızca %7. Bu oran, sıradan bir aday için bile felaket sayılacakken, görevdeki bir belediye başkanı için tam anlamıyla siyasi bir çöküş.
New York Seçimleri: Ulusal Siyasetin Bir Fragmanı
New York’un bu seçim tablosu, Amerikan siyasetinde “yeni tip adayların” yükselişini gösteriyor. Göçmen kökenli, toplumsal adalet vurgusuyla sahneye çıkan ve sistemin yorgunluğuna meydan okuyan adaylar öne çıkıyor.
İşte tam da bu nedenle, New York seçimleri 2029 başkanlık seçimlerinin bir fragmanı gibi okunabilir. Mamdani gibi adaylar New York’ta başarıya ulaşırsa, bu dalga kısa sürede ulusal siyasete yayılabilir ve Beyaz Saray kapıları bu “yeni kuşak siyasetçilere” açılabilir. New York’un sokaklarında şekillenen bu siyasal değişim, Amerika’nın geleceğini yazıyor olabilir.
Mamdani’nin Türkiye Kökenli Göçmenler Açısından Önemi
ABD’deki Türk toplumu uzun yıllardır siyasetin dışında kalmış; çoğunlukla dernekçilik ve yerel ölçekte faaliyetlerle sınırlı bir görünürlük sergilemişti. Ancak Zohran Mamdani’nin yükselişi, Türk kökenli göçmenler için de ilham verici bir dönüm noktası olabilir.
Mamdani’nin göçmen kimliği, dini-kültürel aidiyetini saklamadan siyasette yükselmesi, Türk gençlerine “bu sistemde söz sahibi olabilirsiniz” mesajı veriyor. Mamdani yalnızca kendi etnik kökeninin değil, tüm göçmen topluluklarının sesi olmayı başardı. Bu model, Türk diasporasının uzun süredir eksikliğini yaşadığı “siyasi temsil” ihtiyacına ışık tutuyor.
New York’ta bir göçmen kökenli adayın, sistemin içinden yükselip kentin en güçlü koltuğuna oturması, Türk-Amerikan toplumuna da yol gösterici olabilir. Gençler için yalnızca ekonomik başarı değil, siyasete katılımın da bir seçenek olduğu hatırlatılabilir.
Kısacası, Mamdani’nin yükselişi yalnızca Amerika’nın siyasi dengelerini etkilemekle kalmıyor; aynı zamanda Türk toplumunun gelecekteki vizyonuna da yön verecek potansiyeli taşıyor.
———————————————-
YORUMLAR