Hasan Çelik/TÜRK USA NEWS
New York City’nin trafik sıkışıklığını azaltmak ve toplu taşıma yatırımlarını finanse etmek amacıyla başlattığı trafik sıkışıklığı fiyatlandırma programı askıya alındı. Bu durum, sürücüler, işletmeler ve şehir yetkilileri arasında belirsizlik yarattı. Programın askıya alınması, yeni geçiş ücretleri veya düzenlemeler gibi yasal ve mali soruları da beraberinde getiriyor.
Sıkışıklık Fiyatlandırma Programının Arka Planı
New York City, Manhattan’ın en yoğun bölgelerindeki trafik sıkışıklığını azaltmak ve toplu taşıma projelerine fon sağlamak amacıyla 5 Ocak 2025’te bir sıkışıklık fiyatlandırma programı başlattı. Manhattan’a 60. Cadde’nin altından giriş yapan araçlar, yoğun saatlerde 9 dolar ücret ödemek zorundaydı. Büyük araçlar için bu ücret daha da yüksekti.
Programın amacı, trafik yoğunluğunu azaltmak, kirliliği düşürmek ve Metropolitan Transportation Authority’nin (MTA) metro ve otobüs hizmetlerini geliştirmesi için yaklaşık 15 milyar dolar fon sağlamaktı. Destekçiler, bu uygulamanın seyahat sürelerini kısaltacağını ve daha fazla insanı toplu taşıma kullanmaya teşvik edeceğini savunuyordu.
Ancak program, düşük gelirli sürücüler ve sınırlı toplu taşıma seçeneklerine sahip bölgelerde yaşayanlar için mali yük oluşturduğu gerekçesiyle eleştirildi. Yasal zorluklar ve siyasi tartışmalar, uygulamayı karmaşık hale getirdi ve programın askıya alınmasına yol açtı.
Sürücüler İçin Yasal Sonuçlar
Programın askıya alınması sürücülere geçici bir rahatlama sağlasa da, bu durum yasal olarak güvende oldukları anlamına gelmiyor. Şehir yönetimi, kaybedilen geliri telafi etmek için alternatif geçiş ücretleri veya trafik düzenlemeleri getirebilir.
Geçiş Ücretleri ve Alternatif Ücretlendirme:
Programın askıya alınması, köprü ve tünel geçiş ücretlerinin artırılmasına veya yeni ücretlerin uygulanmasına yol açabilir. Ayrıca, sıkışıklık fiyatlandırması kapsamında getirilen bazı trafik kuralları hâlâ yürürlükte olabilir. Örneğin, ticari araçlara yönelik kısıtlamalar veya trafik ihlalleri için daha katı cezalar uygulanabilir.
Trafik Yönetimi ve Yeni Düzenlemeler:
Sıkışıklık fiyatlandırması, Manhattan’ın yoğun bölgelerindeki trafiği azaltmayı amaçladığından, askıya alınması trafik yoğunluğunu artırabilir. Bu, daha uzun yolculuk sürelerine, yakıt tüketiminin artmasına ve trafik ihlallerine yönelik daha katı yaptırımlara yol açabilir.
Şehir yönetimi, sıkışıklığı kontrol etmek amacıyla şu düzenlemeleri getirebilir:
- Hız sınırlarının düşürülmesi
- Park yasağı bölgelerinin genişletilmesi
- Yoğun saatlerde belirli araç türlerinin sınırlanması
Rideshare ve Ticari Sürücüler Üzerindeki Etki
Uber, Lyft gibi yolcu paylaşım hizmetleri ve ticari sürücüler için bu askıya alma hem avantaj hem de dezavantaj barındırıyor.
Avantaj: Ekstra geçiş ücreti ödemekten kurtulmaları
Dezavantaj: Trafik yoğunluğunun artması nedeniyle daha uzun yolculuk süreleri ve yakıt maliyetleri
Ticari araç sahipleri, yeni düzenlemeler veya ek maliyetler ile karşılaşma riskine karşı hazırlıklı olmalıdır.
Çevresel ve Yasal Sorunlar
Programın askıya alınması, çevre açısından da tartışmalara yol açıyor. Sıkışıklığın artması, emisyon seviyelerinin yükselmesine ve hava kalitesinin düşmesine neden olabilir. Bu nedenle, çevre savunucuları daha sıkı emisyon kontrolleri, düşük emisyonlu araç teşvikleri veya eski araçlara yönelik kısıtlamalar talep edebilir.
Sonuç: Hazırlıklı Olmak Önemli
Manhattan’ın trafik sıkışıklığı fiyatlandırma programının askıya alınması, ulaşım politikaları açısından büyük bir belirsizlik yaratıyor. Yeni düzenlemeler ve geçiş ücretlerinin getirilip getirilmeyeceği henüz net değil.
Sürücülerin, güncel şehir duyurularını takip ederek değişikliklere karşı hazırlıklı olması gerekiyor. Bu sayede beklenmedik para cezalarından veya yasal sorunlardan kaçınabilirler. Olası bir trafik kazasında ise uzman bir avukata danışmak hakların korunması açısından önemlidir.
New York City’deki ulaşım politikaları gelişmeye devam ederken, bu sürecin sürücüler ve şehir ekonomisi üzerindeki etkileri uzun süre hissedilebilir.