Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hasan ÇELİK
Hasan ÇELİK

Başörtüsü Üzerinden Çirkin Siyaset: Amerika’da İslamofobi ve Siyasi İkiyüzlülük

Başörtüsü Üzerinden Siyaset: Cruz’dan Hochul’a İslamofobik Saldırı

 

Bazen bir başörtüsü, sadece bir başörtüsü değildir. Hele ki Amerika gibi kimliğin, inancın ve sembollerin siyasi malzeme haline geldiği bir ülkede… Geçtiğimiz hafta New York’ta yaşanan trajedi, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi.

New York’taki saldırıda hayatını kaybeden NYPD Dedektifi Didarul Islam’ın cenazesi, Müslüman geleneklerine uygun şekilde Bronx İlçesinde bir camide yapıldı. Kadınlar başörtüsü, erkekler takke taktı. Vali Kathy Hochul da, tıpkı orada bulunan diğer kadınlar gibi, yaslı ailenin inancına saygı göstererek başını örttü. Normalde bu, üzerinde konuşmaya bile gerek olmayan basit bir nezaket jestidir. Ama Amerika’da işler bu kadar basit yürümüyor.

ABD’de Vali`nin Taktığı Başörtüsü Siyasetin Malzemesi Haline Geldi

Amerika, özgürlükler ülkesi olarak anılır. Ancak bu özgürlüklerin sınırını bazen bir başörtüsü çizebiliyor. Geçtiğimiz hafta New York’ta yaşanan trajik bir cenaze töreninde, basit bir saygı jesti bile siyasi kavga malzemesine dönüştü. NYPD Dedektifi Didarul Islam’ın Müslüman geleneklerine uygun cenazesinde Vali Kathy Hochul’un başını örtmesi, Teksas Senatörü Ted Cruz’un hedefi oldu. Böylece, acının ve yasın en mahrem anında bile, önyargı ve siyaset devreye girdi.

Teksaslı Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz, sosyal medyada gördüğü bu kareye “Ee, ne?” diye yazarak dahil oldu tartışmaya. Sözde masum bir soru gibi görünen bu çıkış, aslında ülkenin siyasetinde kökleşmiş olan İslamofobik refleksin tipik bir örneği. Hochul’un yanıtı sertti: “Yaslı bir ailenin inancına saygı duymak, liderlerin ve temel nezaket kurallarına sahip herkesin yapabileceği bir şeydir.”

İslam karşıtı iki yüzlü siyaset

Asıl çelişki şu ki; Cruz’un geçmişte Yahudi cemaati liderleriyle bir etkinlikte takke takarken çekilmiş fotoğrafları var. Demek ki konu başka bir inanç olduğunda, saygı göstermek “doğru” ve “yerinde” bir davranış. Ama Müslümanlar söz konusu olunca, aynı hareket alay konusu yapılabiliyor. İşte Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi’nin de altını çizdiği ikiyüzlülük tam olarak bu.

Pazar sabahı Cruz işi alaya vurarak, “Her gün başörtüsü takmalısın çünkü çok terbiyelisin” dedi. Bu söz, hem kadınların kıyafetleri üzerinden siyaset yapan zihniyetin yansıması hem de ülkedeki İslam karşıtı dilin ne kadar normalleştiğinin göstergesi.

Vali Kathy Hochul ve NYPD Komiseri Jessica Tisch siyah başörtüsü taktılar

Geçen hafta New York’ta meydana gelen silahlı saldırıda hayatını kaybeden 36 yaşındaki NYPD memuru Didarul İslam için düzenlenen cenaze törenine New York Eyalet Valisi Kathy Hochul ve NYPD Komiseri Jessica Tisch, tören boyunca siyah başörtüsü takan Hochul ve Tisch, İslam’ın ailesine saygı göstermek adına hem konuşmalarını hem de anma dualarını baş örtüsü ile gerçekleştirmişlerdi.

Cenazede İmam Dr. Zakir Ahmed’in söyledikleri akıllara kazındı: “Şehrimize, milletimize hizmet etmemizi isteyip sonra da bizi susturamazsınız. Kurbanımızı kabul edip acılarımızı görmezden gelemezsiniz.” Bu sözler, sadece Didarul Islam’ın değil, Amerika’daki milyonlarca Müslüman’ın hislerini özetliyordu.

Aslında bu mesele bir başörtüsünden çok daha fazlası. Bu, Amerika’nın “eşitlik” ve “özgürlük” söylemleri ile pratikteki önyargıları arasındaki uçurumun hikâyesi. Bir ülkenin gerçek karakteri, en çok da acı günlerinde, yas törenlerinde, cenazelerde ortaya çıkar. New York’ta yaşanan bu olay, bu karakterin hâlâ ayrımcılıkla lekeli olduğunu gösteriyor.

Ve belki de sorulması gereken soru şu: Bir başörtüsü bile bu kadar siyaset malzemesi oluyorsa, Amerika gerçekten ne kadar özgür bir ülke?

Belki de cevap, ülkenin özgürlükler konusundaki iddiasıyla, toplumun derinlerinde hâlâ yaşayan önyargılar arasındaki o keskin çelişkinin içinde saklı.

Ve o çelişki çözülmedikçe, bir başörtüsü bile, bu ülkenin gerçek demokrasi sınavında ağır bir sınav sorusu olmaya devam edecek.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER