AK Parti’de: Binaya Rağmen Belirsizlik
Son dönemde kulislerde sıkça konuşulan gelişmelerden biri, AK Parti’nin Washington D.C.’de bir bina satın almış olması. Ancak bu binanın hangi amaçla kullanılacağı konusunda henüz net bir açıklama yapılmadı. Yatırım, elbette partinin Amerika’daki varlığını kurumsallaştırma niyeti olarak yorumlanabilir. Fakat geçmiş tecrübeler, bu tür adımların çoğu zaman somut ve kalıcı bir örgütlenmeye dönüşmediğini gösteriyor.
AK Parti’nin ABD’deki en bilinen ismi Halil Mutlu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a akraba olduğu belirtilen Mutlu, partinin resmi temsilcisi konumunda. Ancak siyasi alandaki görünürlüğü oldukça sınırlı. Parti içinden bazı kaynaklara göre, bu yakın aile bağı Mutlu’nun konumunu korumasını sağlıyor olabilir; fakat diaspora içinde gerçek bir örgütlenme gücü üretmeye yetmiyor.
Bir dönem AK Parti, Amerika’daki Türk toplumu içinde çok başlı, ne yaptığı tam olarak anlaşılmayan bir görüntü çizdi. Aynı eyalet içinde dahi birbiriyle iletişim kurmayan, kimi zaman birbiriyle çelişen gruplar sahne aldı. Gönüllü olarak büyük bir özveriyle çalışan bazı isimler öne çıkarken, diğerleri bu rüzgârdan farklı yönlere savrularak kişisel çıkar hesaplarına yöneldi.
CHP: Örgütsel Ağı ve Kurumsal Duruşuyla Önde
CHP ise Amerika’daki varlığını daha sistematik ve planlı bir yaklaşımla sürdürüyor. Özellikle CHP ABD Birliği çatısı altında Washington, New York, New Jersey, Boston, California, Florida ve Texas gibi birçok noktada temsilcilerle sahada aktif. Bu yapı, yalnızca seçim dönemlerinde değil, yıl boyu çeşitli etkinlikler ve bilgilendirme çalışmalarıyla diaspora ile temas kurmaya devam ediyor.
CHP’nin Amerika’daki bir diğer avantajı, entelektüel ve akademik çevrelerde daha güçlü bir temsile sahip olması. Demokrasi, laiklik, kadın hakları ve hukuk devleti gibi evrensel değerlere vurgu yapan söylemleri sayesinde Amerikan sivil toplumu ile daha kolay bir bağ kurabiliyor. Atatürk Society of America gibi yapılarla düzenlenen ortak etkinlikler, kamu diplomasisi açısından partinin hanesine artı yazıyor.
2023 seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı sürecinde CHP’nin diaspora yapılanması ciddi bir mobilizasyon sağladı. Gönüllü ağları kuruldu, sosyal medya kampanyaları organize edildi. Seçim sonuçları beklentiyi karşılamasa da, bu süreç CHP için örgütsel hafızanın güçlenmesine hizmet etti. Bugün hâlâ Amerika’daki Türk seçmenin önemli bir kesimine ulaşma potansiyeline sahipler.
Kutuplaşmanın Gölgesinde: Türk Diasporasının Siyasi İklimi
Her iki partinin de Amerika’daki varlığı, Türk diasporasında derin bir siyasi kutuplaşmayı da beraberinde getiriyor. Özellikle New York, Virginia ve Illinois gibi eyaletlerde bu bölünmüşlük daha belirgin. Seçim dönemlerinde konsolosluklar önünde yaşanan gerginlikler, Türkiye’deki siyasi fay hatlarının Amerika’ya da taşındığını açıkça gösteriyor.
AK Parti’nin özellikle FETÖ söylemi etrafında şekillenen sert dış politika dili, bazı Türk-Amerikalılar arasında Amerika’ya karşı güvensizlik duygusunu artırıyor. Buna karşın CHP, daha diplomatik ve yumuşak bir tonla diaspora siyasetinde ilerlemeyi tercih ediyor. Ancak bu da bazı bölgelerdeki muhafazakâr seçmene ulaşmayı zorlaştırabiliyor.
Sonuç: Binadan Öteye Gitmek
Washington DC’de bina almak sembolik olarak önemli olabilir. Ama asıl mesele, o binanın içini nasıl dolduracağınızda saklıdır. Siyaset sadece bir tabelayla yapılmıyor. CHP örneği, etkili bir diaspora siyaseti için kurumsallık, toplumsal diyalog ve tutarlılık gerektiğini gösteriyor.
Amerika’daki Türk siyaseti, artık sadece seçim günlerinden ibaret değil. Kim yalnızca görünürlük peşinde koşarsa, günü kurtarır ama geleceği kaybeder. Kim ki sabırla, şeffaflıkla ve samimiyetle bu topluma dokunursa, gerçek kazanan o olacaktır.
ABD’de AK Parti Sessizliği, CHP’de Hareketlilik
Bugünlerde ABD’de AK Parti’nin varlığı, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da üst düzey bir heyetin ülkeye gelişiyle hissediliyor. Bakanlar ve milletvekilleri gelir, turistik turlar yapılır, markalı alışverişler yapılır; ama ardından her şey başladığı gibi dağılır. Geride ne bir strateji ne de bir kurumsal hat kalır.
Erdoğan’ın son Washington ziyareti sonrası bu tablo daha da netleşti. Zaten kıpırdamayan yaprak, artık tamamen suskun. Bu sessizlik, diaspora siyasetinde AK Parti’nin sadece “görüntüde” var olduğunu gösteriyor.
Öte yandan CHP tarafında ise tablo farklı. Gözle görülür bir organizasyon, iş bölümü ve istikrar var. Kendi içinde bir liderlik kavgası yaşamadan, ekip halinde yürütülen bir çalışma modeli hâkim. Hem sahada hem dijitalde sistematik bir ilerleyiş söz konusu.
Kılıf Değiştirenler ve Sahte Bayrak Taşıyıcıları
Amerika’daki Türk toplumunda artık kimse saf değil. Herkes kimin nereden geldiğini, geçmişte ne yaptığını, bugün hangi şemsiye altında durduğunu biliyor. Eskiden FETÖ saflarında olan ama şimdi AK Parti’nin yanında boy gösteren tipler artık sır değil. O gün cemaat evlerinde olanlar, bugün Erdoğan’ın yanında poz veriyor. Ne değişti? Görünürde her şey, aslında ise sadece etiket.
Öte yanda Atatürkçülük maskesiyle dolaşan, ama bu büyük mirası sadece kişisel hesaplar için kullanan başka bir kesim var. Gerçek Atatürkçüleri tenzih ederek söylemek gerekirse, bu sahte bayrak taşıyıcıları toplumun gözünde artık teşhir olmuş durumda.
Dernekçilik adı altında dönen oyunlar da cabası. Toplum adına, hizmet adına kurulan ama aslında üç-beş kişilik çıkar düzeneklerine dönüşen yapılar… Ama artık toplum daha uyanık. Not alıyor, izliyor, sorguluyor.
Amerika’daki Türk diasporasında yeni bir dönem başladı. Bu dönemde samimiyet, tutarlılık ve sabır kazanacak. Maskeler düşecek, rol yapanlar sahneden inecek.
YORUMLAR