Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hasan ÇELİK

ABD’de Türkiye’nin Gurur Kaynağı Ali Baba: New York’ta Bir Tabak Yemekle Başlayan İnsanlık Hikâyesi

New York’un telaşlı sokaklarında, günün koşuşturması içinde çoğu zaman fark etmediğimiz bir iyilik hikâyesi yaşanıyor. Her çarşamba, sessiz ama yürekten bir hareket bir kez daha hayat buluyor: Ali Baba Ailesi, evsizlerle ve göçmenlerle bir araya gelerek sadece yemek değil, insanlık paylaşıyor.

New York’un Ali Babası: Ali Rıza Doğan

Ali Rıza Doğan, nam-ı diğer New York’un Ali Babası… Yaklaşık 25 yıla dayanan bir tanışıklığımız ve çok kıymetli bir dostluğumuz var. Her zaman beyefendi kişiliği, insani duruşu ve yardımseverliğiyle çevresine ışık saçan bir isim oldu.

Kendisi yalnızca bir restoran sahibi değil; aynı zamanda gönül adamı. ABD Başkanı Donald Trump, New York Belediye Başkanı Eric Adams ve New York City yönetimiyle kurduğu yakın ilişkiler, bireysel başarının çok ötesinde bir anlam taşıyor. Bu bağlamda, Ali Rıza Doğan’ın varlığı Türk Amerikan toplumu için büyük bir onur ve gurur kaynağıdır.

Sık sık haberlere konu olan hayat hikâyesi ve hem Türkiye’de hem Amerika’da yaptığı sayısız yardım, onun ne denli yüce gönüllü bir insan olduğunu gösteriyor. Yağmur, kar, çamur demeden New York sokaklarında ihtiyaç sahiplerine dağıttığı sıcak yemekler, sadece bir hayır işi değil; insanlık dersidir.

Ali Baba’nın sofrasında sadece yemek değil, umut ve merhamet de paylaşılıyor. Ve bu dünyayı güzelleştiren insanlar varsa, onlardan biri hiç kuşkusuz arkasındaki gizli güç sevgili eşi Türkan Hanım ve Ali Rıza Doğan’dır.

Bu tür temsilciler, toplumumuzun Amerika’daki saygınlığını artırıyor.

Ali Baba’nın yaptıkları bir yardım kampanyası değil. Bu, kelimenin tam anlamıyla bir insanlık meselesi. Her hafta, bir tabak sıcak yemekle başlayan bu yolculuk; umutla, haysiyetle ve sevgiyi paylaşmanın derin anlamıyla devam ediyor. Gönüllülerden biri şöyle diyor: “Bu iş ile ilgili değil. Bu insanlık hakkında.”

Ne kadar da doğru… Bazen hayat, ne kazandığınla değil, neyi kalpten verdiğinle anlam kazanır. Çünkü sevgiyle verilen şeyler, mutlaka bir yerden geri döner. Belki bir dua olur, belki bir teşekkür, belki de sadece bir tebessüm. Ama içini ısıtan bir şey mutlaka olur.

Bu sofralarda karınlar doymaktan çok daha fazlası oluyor. Yalnız bir göçmen için, uzak bir ülkede dost eli değmiş gibi hissettiren bir sıcaklık… Evsiz bir insan için, hâlâ görüldüğünü, değerli olduğunu hatırlatan bir bakış… İşte bu yüzden bu sofralar sadece yiyecekle değil, insan onuruyla kuruluyor.

Ali Baba Ailesi’nin bu yolculuğu mütevazı bir fikirle başladı. Ama zamanla bir harekete dönüştü. Her hafta farklı yüzler, farklı diller, farklı hikâyeler bu sofrada buluşuyor. Kimisi yemek pişiriyor, kimisi dağıtıyor, kimisi yalnızca bir selam verip gönülden orada olduğunu hissettiriyor. Ortak nokta: Paylaşma arzusu. Ve sevgi.

“Sadece yemek servis etmiyoruz. Biz iyiliği, umudu ve haysiyeti paylaşıyoruz,” diyor ekipten biri. Her çarşamba yeniden doğan bu iyilik halkası, neden başladıklarını ve neden asla bırakmayacaklarını bir kez daha hatırlatıyor.

Şimdi onlar, bu yolda daha fazla insanı yanlarına çağırıyorlar. Sadece yardım etmek için değil, bir anlam arayan, bir yere ait hissetmek isteyen herkese açık bu çağrı: “Gel, sıcaklığı hisset. Bir gülümsemeyi paylaş. Çünkü birlikte, bu dünyayı biraz daha iyi yapabiliriz — her seferde bir tabakla.”

Gerçekten de bazen dünyayı değiştirmek için büyük şeyler yapmanız gerekmez. Bazen sadece bir tabak yemek, bir insanın hayatını değiştirebilir. Teşekkürler Ali Baba!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER